/>
Bulut Kutlu
Köşe Yazarı
Bulut Kutlu
 

KHK ve yaşanan dramlar…

Bugün kimsenin cesaret edipte yazamadığı bir konuda değerlendirme yapmak istiyorum. Neden bugüne kadar bu meseleyi dile getirmedim diye saç-baş yoldum. Ama artık yeter. Vicdanen rahatlamam gerekiyor. Benden sonra bu meseleyi artık herkesin yazacağına inanıyorum. Neden derseniz? Bu mesele toplumumuzun kanayan bir yarası ve draması haline geldi. Herkes çoğu KHK’lı insanların haksız ve hukuksuz yere işlerinden, aşlarından olduklarına inanıyor. Bir bankada hesap açmak, bir gazeteye abone olmak, bir derneğe üye olmak veya bir hayır kuruluşu adına kurban kesmek veya bir öğrenci yurdunda kalmak dünyanın hiç bir ülkesinde suç değildir. Ama bizim ülkede yasalara aykırı olmasına rağmen maalesef suç sayıldı ve 130 binin üzerinde insan açlığa, çaresizliğe ve itibarsızlığa mahkûm edildi… Bakın ihraç edilen onlarca kişi çareyi intiharda buldu. Bu insanların çocukları, eşleri, aileleri anneleri, babaları, dostları, çevreleri vardı. Bunlar canlarına kıydıklarında kimsenin vicdanı sızlamadı! Acı olanda buydu. Terörize edilen bu insanlara bir eşya, bir meta ya da bir obje olarak bakıldı ve kimse mezarlarına dahi gitmedi, gitmek isteyenler ise korkudan gidemedi. Yani şu topluma bir bakabilir misin? İnsanların mezarından bile korkar hale getirildi!!! Ama bunun vebali o kadar da hafif olmayacak, İlahi adalet de bir gün gelecek tecelli bulacaktır. Bundan hiç ama hiç endişeniz olmasın beyler… Bakın Önceki gün Sakarya Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyen 3 çocuk Annesi Fehmiye Çelenk, (44) evinde intihar etti. Bu haberi okurken içim parçalandı. Kim ne derse desin intihar eden bu kişi her şeyden önce bir insandı ve anne idi. Bu kişiyi intihara sürükleyen tek şey çaresizlikti. Nice intihar eden KHK’lılar gibi bu akademisyen de her şeyden umudunu kesmiş ve tek kurtuluşu intiharda bulmuştu. Şimdi bu insanların ölümüne neden olanlara soruyorum; gönlünüz rahat oldu mu? El ovuşturdunuz mu? Oh olsun dediniz mi? Ölümler ve ihraçlar nedeni ile kadrosu boşalan yerlere akrabalarınızı veya yandaşlarımızı mı atadınız? Ahireti, kul hakkını, mahşeri ve sorgu zamanını hiç mi düşünmediniz? Zilzal (zelzele) suresi 7. ve 8. Ayetleri derki; Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim, zerre kadar şer (kötülük) işlemişse onu görecektir. Yani yapılan kötülükler ile iyiliklerin hiçbiri Allah katında kaybolmayacaktır. Peki okuduğumuz kutsal kitap bunu diyorsa biz Müslümanlar neden insanları ölüme sürükleriz? Din aynı zamanda vicdan değil midir?   İki gün önce yine bir haber gözüme ilişti; - “KHK ile öğretmenlik görevinden ihraç edilen depremzede M.Ç. ve ailesi Niğde’deki Sultan İkinci Kılıçarslan KYK yurduna alınmadı.” Yani ne diyelim? Sözün bittiği yer bu olsa gerek. Adam depremzede ama KHK’li olduğu için yurda alınmıyor ve sokağa itiliyor! Vallahi bravo beeee hırsızlar, arsızlar yıldızlı otellerde kalır Kızılay Başkanı 12 yerden maaş alır benim vatandaşım sokağa atılır. Bu vicdansızlık değil mi? Benim ülkem böyle değildi ama maalesef işte böyle bir ülke haline getirildik! Sizce bu ülkede yaşamaktan utanır hale getirilmedik mi? Velhasılı kelam bu işlerin tamamı düzelecek ve adaletin tesis edildiği bir ülke haline geleceğiz az kaldı dostlar merak etmeyin bu insanları sokağa ve ölüme itenler aynı akıbet ile sınanacaklardır. Çünkü uğrunda can verdiğimiz yüce Rabbimiz bizlere bunu emrediyor. Ey ulu Allah’ım en çok zoruna giden şeyin zulüm olduğunu biliyorum ve zulmedenlerin cehennem ateşinde yanacaklarını ve zulme meyil edenlere de bu ateşin dokunacağını ayet-i kerimende ne de güzel ifade etmişsin. Adına din dediğimiz ahlak ve vicdanı temsil ettiğini iddia eden ve kendine haşa sümme haşa halife gözü ile bakıp, dini siyasete alet edenlerin tamamı bu ateşte yanacaktır. Yüce Rabbim sen çok büyüksün, bizleri zulmedenlerden eyleme amin.  
Ekleme Tarihi: 12 Mart 2023 - Pazar
Bulut Kutlu

KHK ve yaşanan dramlar…

Bugün kimsenin cesaret edipte yazamadığı bir konuda değerlendirme yapmak istiyorum.

Neden bugüne kadar bu meseleyi dile getirmedim diye saç-baş yoldum. Ama artık yeter. Vicdanen rahatlamam gerekiyor. Benden sonra bu meseleyi artık herkesin yazacağına inanıyorum. Neden derseniz? Bu mesele toplumumuzun kanayan bir yarası ve draması haline geldi. Herkes çoğu KHK’lı insanların haksız ve hukuksuz yere işlerinden, aşlarından olduklarına inanıyor.

Bir bankada hesap açmak, bir gazeteye abone olmak, bir derneğe üye olmak veya bir hayır kuruluşu adına kurban kesmek veya bir öğrenci yurdunda kalmak dünyanın hiç bir ülkesinde suç değildir. Ama bizim ülkede yasalara aykırı olmasına rağmen maalesef suç sayıldı ve 130 binin üzerinde insan açlığa, çaresizliğe ve itibarsızlığa mahkûm edildi…

Bakın ihraç edilen onlarca kişi çareyi intiharda buldu. Bu insanların çocukları, eşleri, aileleri anneleri, babaları, dostları, çevreleri vardı. Bunlar canlarına kıydıklarında kimsenin vicdanı sızlamadı! Acı olanda buydu. Terörize edilen bu insanlara bir eşya, bir meta ya da bir obje olarak bakıldı ve kimse mezarlarına dahi gitmedi, gitmek isteyenler ise korkudan gidemedi. Yani şu topluma bir bakabilir misin? İnsanların mezarından bile korkar hale getirildi!!! Ama bunun vebali o kadar da hafif olmayacak, İlahi adalet de bir gün gelecek tecelli bulacaktır. Bundan hiç ama hiç endişeniz olmasın beyler…

Bakın Önceki gün Sakarya Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyen 3 çocuk Annesi Fehmiye Çelenk, (44) evinde intihar etti. Bu haberi okurken içim parçalandı. Kim ne derse desin intihar eden bu kişi her şeyden önce bir insandı ve anne idi. Bu kişiyi intihara sürükleyen tek şey çaresizlikti. Nice intihar eden KHK’lılar gibi bu akademisyen de her şeyden umudunu kesmiş ve tek kurtuluşu intiharda bulmuştu. Şimdi bu insanların ölümüne neden olanlara soruyorum; gönlünüz rahat oldu mu? El ovuşturdunuz mu? Oh olsun dediniz mi? Ölümler ve ihraçlar nedeni ile kadrosu boşalan yerlere akrabalarınızı veya yandaşlarımızı mı atadınız? Ahireti, kul hakkını, mahşeri ve sorgu zamanını hiç mi düşünmediniz? Zilzal (zelzele) suresi 7. ve 8. Ayetleri derki;

Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

Her kim, zerre kadar şer (kötülük) işlemişse onu görecektir.

Yani yapılan kötülükler ile iyiliklerin hiçbiri Allah katında kaybolmayacaktır. Peki okuduğumuz kutsal kitap bunu diyorsa biz Müslümanlar neden insanları ölüme sürükleriz? Din aynı zamanda vicdan değil midir?

 

İki gün önce yine bir haber gözüme ilişti;

- “KHK ile öğretmenlik görevinden ihraç edilen depremzede M.Ç. ve ailesi Niğde’deki Sultan İkinci Kılıçarslan KYK yurduna alınmadı.”

Yani ne diyelim? Sözün bittiği yer bu olsa gerek. Adam depremzede ama KHK’li olduğu için yurda alınmıyor ve sokağa itiliyor! Vallahi bravo beeee hırsızlar, arsızlar yıldızlı otellerde kalır Kızılay Başkanı 12 yerden maaş alır benim vatandaşım sokağa atılır. Bu vicdansızlık değil mi? Benim ülkem böyle değildi ama maalesef işte böyle bir ülke haline getirildik! Sizce bu ülkede yaşamaktan utanır hale getirilmedik mi?

Velhasılı kelam bu işlerin tamamı düzelecek ve adaletin tesis edildiği bir ülke haline geleceğiz az kaldı dostlar merak etmeyin bu insanları sokağa ve ölüme itenler aynı akıbet ile sınanacaklardır. Çünkü uğrunda can verdiğimiz yüce Rabbimiz bizlere bunu emrediyor.

Ey ulu Allah’ım en çok zoruna giden şeyin zulüm olduğunu biliyorum ve zulmedenlerin cehennem ateşinde yanacaklarını ve zulme meyil edenlere de bu ateşin dokunacağını ayet-i kerimende ne de güzel ifade etmişsin.

Adına din dediğimiz ahlak ve vicdanı temsil ettiğini iddia eden ve kendine haşa sümme haşa halife gözü ile bakıp, dini siyasete alet edenlerin tamamı bu ateşte yanacaktır. Yüce Rabbim sen çok büyüksün, bizleri zulmedenlerden eyleme amin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batmanolaygazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.