Seçimlere nerdeyse bir ay kaldı. Şunun şurasında 30 gün, sayılı günler çabuk geçer, bir sabah uyanmışsınız sandık önünüzde… Ne sonuç çıkarsa çıksın, memleketimiz için hayırlı olsun. Elimizde kalan tek demokratik hakkımız sandık, oyumuzu atıp bizi 5 yıl daha yönetecek siyasilere yetki vereceğiz. Her nedense bu seçimin çok önemli olduğunu, kritik olduğunu, bir dönüm noktası olduğu algısı yaratılmak isteniyor. Hâlbuki bu seçimin diğer seçimlerden hiç bir farkı yok. Birileri germek istiyor ama bu oyuna kimse gelmeyecek. İyi Parti’nin ardından CHP teşkilatları kurşunlandı. Ardından Meral Akşener zehir-zemberek bir açıklama yaptı. Konuşmasının sonunda önüne dizdiği mermileri yere attı. Bunun anlamı neydi? Yani “kimseden korkmuyoruz ve herhangi bir çekingemiz yok. Mermi ise mermi…” Siyaset giderek kızışıyor eğer iş mermilere kadar geldi ise durum ciddi… Ama şunu söylemek isterim kimse provokasyonlara gelmeyecek, geçmişten dersler çıkaran halk kesinlikle tahriklere kapılmayacak. Seçim günü sandığa gidip, tercihini kullanacak. Öyle olması da gerekiyor. Türkiye’de toplumsal hadiseler olmaz ama yine de dikkatli olmak gerek. Metanet ve sabır ülkemizi daha ilerilere taşır. Bu bilinç ile hareket edip, tahriklere asla ve asla gelinmemelidir. Bu konuda halk olarak çok acılar çektik, bundan böyle aynı oyunlara gelip tekrar acı çekmek istemiyoruz. Akşener gerçekten de tarihi bir konuşma yaptı. Ancak olayın içinde mermi olunca konuşmanın asıl manası ortaya çıkmamış oldu. Mermi hareketi bu önemli konuşmayı bastırdı ve anlam biraz dağılmış oldu. Türk siyasi tarihine meşhur pazar filesi, yazar kasa gibi figürler damgasını vurmuştu ama mermi aklımıza gelmemişti. Böylelikle bu figür de siyasi tarihimize girmiş oldu. Zamanında özgün müziğin kralı Ahmet Kaya bir türküsünde; -“Kurşun gibi, mavzer gibi Dağ gibi patlar giderim” Demişti gerçekten sandık dağ gibi patlayacak ama bu dağın altında kim kalacak hep beraber göreceğiz…