HALKIN GÖZÜNDEN GAZETECİ

Bu yazımda başta kendim olmak üzere basın sektöründe emek sarf eden ve bu işin çilesini çeken meslektaşlarımdan vatandaşın gözüyle bahsedeceğim.

Maalesef basın sektörü her geçen gün kötüye gidiyor. 

Neden derseniz? 

Halkın gazeteciye güveni kalmamış. Vatandaşın gözünde gazetecilik, çok para kazanılan, bütün ilişkilerin menfaat üzerine kurulu olduğu ve bu nedenle atılan her adımın, söylenen her sözün çıkar gözetilerek yapıldığı bir meslek haline geldiği söyleniyor vatandaşlar
tarafından.

Ben uzun yıllardır basın camiasında gerek yerel gerek ulusal ajans ve gazete muhabirliği yaptım, hiçbir zaman haber çizgimden ödün vermedim. 

Benim gibi haber kovalayan gazeteci meslektaşlarımda dahil olmak üzere, halkın haber alma adına haberden habere koşuyoruz. Gazeteci halkın sesi, kulağı ve gözüdür. Kentte olan biteni doğru ve tarafsız bir şekilde yazar ve halkı aydınlatma adına görev yapar.
Zaman zaman habere çıkarken vatandaşlar bana ve başka meslektaşlarıma şu soruları sorarlar 

Gazeteci sadece birilerine yaranmak için  veya kendine göre haber yapmaz, çoğu zaman birçok gazete kendi gazetelerinin ana sayfalarına aynı haberleri servis ediyor. Bize göre gazeteci sürekli sahada olur ve her habere gitmesi gerekir. 

Sadece protokol, STK temsilcilerinin yada kamu kurumların kahvaltılı ve yemekli basın toplantı haberlerine gitmez diyorlar.

Bunu ben demiyorum vatandaş söylüyor.

Vatandaş bunu da söylüyor. Biz neye üzülüyoruz sahada çalışıp emek sarf eden haberi yazan kamuoyuna servis eden ve haberden habere koşup zaman zaman saldırılara, küfürlere, maruz kalan gazeteciler ile masa başında eline bir fotoğraf makinesi almamış sadece protokol basın toplantılarında bulunan basın mensupları, üzülerek söylemek isteriz daha fazla itibar görüyor.

Daha fazla el üstünde tutuluyor diyorlar. Ama ben şunu çok iyi biliyorum ben sürekli halkla iç içeyim.

Kimin gazeteci kimin gazeteci olmadığını halk gayet iyi biliyor. Bu yazımla kişiye hakaret veya saldırmak değil amacım kimsede üzerine almasın ben sadece vatandaşın söylediklerini yazıma aktardım.
HOŞÇA KALIN…