Din tüccarlığı..!
Din tüccarlığı..!
Bulut Kutlu
-
Toplumumuz din istismarına çok açık bir toplum. Bunun en önemli nedeni; din hakikatlerini kaynağından değil, kulaktan dolma söylemlerle öğrenmek. Koskocaman İslam dini Allah kelamı ve hadislerle değil, kişilerin söylemlerinden öğreniyoruz. Birileri sakal bırakıp, sarık ve cübbeyi giydi mi birden bire âlim oluyor ve insanlar sorgulamadan bunların peşinden gidiyor ve bir bakmışsınız yüzlerce cemaat olmuş. Bu cemaatler hangi iktidar gelirse iyi geçinmeye çalışarak saltanatlarını sürdürürler.
Âlim, şeyh, molla dedikleri bu kişiler ve akrabaları hiç bir zaman herhangi bir yerde çalışmazlar, ticaret yapmazlar ama elit sınıf gibi yaşamlarını sürdürürler. Kimse para kaynağını sormaz, araştırmaz!
Din ticareti veya tüccarlığı ülkemizde öyle bir hale gelmiş ki hemen hemen her alanda din meselesini işin içine katarlar. Deprem bölgesinde çöken ve yüzlerce insana mezar olan Rönesans rezidans “Cennetten bir köşe” sloganı ile satılmış. Ayrıca “sitemiz kıbleye karşı yapılmıştır.” Denmiş, kim bilir belki de 4 milyona ev alanlara misvak ve seccade de hediye edilmiştir. (!)
Allah’ım neydi günahım. Adamlar din tüccarlığını çok iyi bir biçimde yapıp kıble, cennet isimlerini kullanıyor ama demirden, işçilikten, betondan çalabiliyor. Ya arkadaş bu insanları mezar nasıl kabul ediyor? Anlamıyorum. Bence cehennem bunlar için yaratılmış.
Öte yandan güzelim ülkemde eline Kur’an’ı alan ve camiyi arkasına motif olarak alıp, ekran karşısına çıkan siyasetçilere ne demeli? Dini siyasete alet etmek bu olsa gerek.
Millet açlıkla imtihan edilirken imamlar minbere çıkıp, sabrı öneriyorlar. Kimse yapılan yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve haksızlıkları minberden haykırmıyor. Neymiş efendim Diyanet böyle istiyormuş. Yani kalbin başka dilin başka söyleyecek ve sen bu insanlara din önderliği yapacaksın? Olacak iş değil. Ana ne acıdır ki milyonlar bu insanların peşinden gidiyor. Olacak iş değil toplum olarak itaatkâr değil sorgulayıcı olmalıyız.
Ne demişler; “Din ticareti yapmak karlı bir iş, sermayesi yalan, müşterileri de cahillerdir.” Bu insanların dini değerlerini kullanıp, siyaset ve ticaret yapanlar iyi yerde dükkan açmışlar, körü-körüne inanmak bu olsa gerek.
Evet, ülkemizde dinin bir sömürü aracı olarak kullanıldığını artık 7 yaşındaki çocuklar öğrendi, bu işlerden biran önce vazgeçilmeli öncelikle Kuran ve hadisler ışığında dinimizi gerçek anlamda öğrenmeli, yaşamalıyız. Bunu yapmadığımız müddetçe din sömürgesinden asla ve asla kurtulamayız ve bizi koyun görenler tarafından güdülmekten kurtulamayız. Ne olur bundan kurtulalım artık. Çıkıp ekranda bir ayet okuyan siyasetçiye neredeyse Mehdi gözü ile bakacağız. Bizi bunlar kurtarmaz, bizi akıl, ilim, sanat ve marifet kurtarır. Bunlara dört elle sarılalım ve dini istismar edenlere izin vermeyelim hele arkalarından asla gitmeyelim.
Bakın ünlü Alman filozof Friedrich Nietzsche ne güzel de demiş; , “Kutsal kitaplarda çokça adı geçen 'şeytan', gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir din tüccarından başka bir şey değildir."
Hoşça kalın…
