Vay benim ülkem..!

Acıların en büyüğünü yaşadığımız, yüreğimizin cayır-cayır yandığı şu günlerde, istisnasız her şuur sahibi gözyaşı dökerken, seçimin ertelenip, ertelenmeyeceği gibi sun-i gündemler oluşturulmaya çalışılıyorsa eğer, bu ülke bitmiş, tükenmiş, içler acısı bir hale gelmiş demektir. “Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı, kuşların-çiçeklerin diyarı güzel ülkem, Türkiye’m seni bu hale getirenler utansın…

———

Seçim ertelendi ne olacak? Çırpındıkça batıyorlar. Bu saatten sonra isterseniz hiç seçim olmasın ömür boyu bu zihniyetle yönetilelim herkes tek adam rejimine rıza göstersin sonra yaşlılıktan emekli olsun veliahttı damadı başa geçsin yine aynı zihniyetle yönetilelim sonra ne olacak? Bu kez kızı gelsin sonra torunu ve sonra torunun torunu…. Bunu mu istiyorsunuz? Vallahi de billahi de bunu isteyecek Türkiye’de o kadar büyük bir kitle var ki inanamazsınız. Belki ironi yaptığımı zannediyorsunuz ama yanılıyorsunuz benim kadar dejenere edilmiş bu toplumu kimse tanıyamaz.

——-

15 Temmuz’dan sonra bu topluma öyle bir korku empoze ettiler ki millet deprem enkazında konuşurken sağına-soluna bakıyor! Ailesi ölmüş, binası çökmüş yaşamdan umudunu kesmiş hala insanlarda korku var. Depremzede isyan ediyor yanındaki vatandaş kendisine zarar gelecek bir gece ansızın şafak vakti evinden alacaklar diye korkuyor ve ağzını kapatmaya çalışıyor. Toplumu bu hale getirmenin altında rant, talan, çıkar ve iktidar hırsı yatıyor.

İletişim Başkanı diye her fırsatta vitrine çıkan zat-ı muhterem şimdilerde nerde? 4 yerden maaş alan bu zat enkazın neresinde? Hadi ses ver bakayım neredesin? Halkın en zor olduğu bu dönemde neden çıkıp, nutuk atmıyorsun? Ya geçmişte malum gazetenin başyazarı olan şimdiki saray sözcüsü neredesin? Neden çıkıp, bu insanlara omuz vermiyorsunuz? Neden enkazdan bir canlı çıkarmak için çaba göstermediniz? “Bu halk korkuyor zaten hiç bir şey yapamazlar bir kaç gün sonra yeniden hegemonyamızı sürdürürüz” diyorsanız haklısınız çünkü siz bizden daha zekisiniz! Korkunun her kapıyı açtığını ve her istediğinizi yapmayı öğrendiniz. Bundan sonra bu ülke sizin güle güle kullanın! Hesap soran da yok, sorgulayanda. Oh be gel keyfim gel böyle bir dünya var mı? Helal olsun eğer halk böyle istiyorsa yapacak bir şey yok.

——-

Diyanet işleri Başkanlığı da ortada fol yok yumurta yok kalkıyor; “depremde evlat edindiğiniz kişi ile evlenmek caizdir!” Diyor! Vallahi de billahi de bravo, elinde kılıç Ayasofya minberine çıkan birinden ne beklersin? Nasıl olsa hesap soran yok, meydan boş sallayın sallayabildiğiniz kadar aferin size…

Daha ne diyelim kardeşim? Memleketi sirke çevirmişler haberimiz yok. 5’li çete bağış yapıyor ertesi gün kendilerine vergi teşviki veriliyor. Olacak iş mi? En ufak bir sıkıntıda hemen İBAN numarası veriyor. Ya kardeşim devleti bu kadar basitleştirmenin anlamı ne? Hükümet dediğin yardım eder her fırsatta yardım toplamaz. Devleti kabile zihniyeti ile yönetirsen olacağı budur.

——

Bir imam da çıkmış Cuma hutbesinde AHBAP Derneği (Anadolu Halk ve Barış Platformu)’na  atıp tutuyor. İmam olarak senin işin mi Haluk Levent’e söylenmek? Sen camine git-gel cemaate namaz kıldır. Senin işin mi iktidara ve ortağına yalakalık tapmak? Peygamber mesleğini yapıyorsunuz be kardeşim azıcık utanın be. Bu kutsal mesleği ifa ederken en azından zulme ve haksızlıklara ortak olmayın. Kaldırın başınızı kumdan dinimiz zulmü hatta zulme meyil edenleri lanetliyor siz çıkmışsınız enkazda kalan, soğuktan tir-tir titreyen, aç ve açıkta kalan insanlara yardım eli uzatan bir oluşuma nefret dili kullanıyorsunuz. İmamlar gerçekçi olmalı, örnek olmalı ve öncülük yapmalıdırlar. Ne zaman güçsüzün yanında yer aldınız? Ne zaman mağdurlara sahip çıktınız? Ne zaman haksızlıklara dur dediniz? Ne zaman mazlum insanlara omuz verdiniz? KHK ile ihraç edilenler aç ve açıkta sorusunu yönelten gazetecilere “ağaç kökü yesinler” diyen siyasilere neden bir şey demediniz? Bunların hiç birini yapmadığınız gibi içinde bulunduğumuz ekonomik buhranda insanlarımıza şükrü ve sabrı önerme cüretini gösterdiniz oturun oturduğumuz yerde bu işler size göre değil.

——

Bir acı gerçeğimizde; yardıma koşan insanları, dernekleri, oluşumları linç etmek! Bu kişiler depremzedelerin yardımına çok çabuk bir biçimde koştu, bu insanlara madalya takacağınıza misyonu bitmiş, fosilleşmiş siyasiler çıkıp seviyesizce laflar söylüyorlar. Her şeyi bırak bir imam Cuma namazı hutbesinde Haluk Levent’e dil uzatabiliyor. Yalakalık yapayım derken bu kişiler insanlıktan çıkıyor. Bu ülke bu hale mi gelecekti be kardeşim? İmam çıkmış vazifesi olmayan işlere burnunu sokuyor. Hani her taraf imam- hatip oldu ya bu imam müsveddesine bürünmüş zavallı adam da kendini nimetten sayıyor. Ey gidi günler eyyyy ne günlere kaldık ya Rabbim? Bizi cehalet pençesinden kurtar ya Rabbim… Bizi bu yalakaların ve talancıların, yağmacıların elinden kurtar ya Rabbimm… Ülkede bunca talan, bunca haksızlık, yolsuzluk yapılırken bir imam bir müftü çıkıp, ne oluyor? Demedi ama yoksulluğa ve açlığa karşı sabrı tavsiye ettiler. Vay benim ülkem seni ne hale getirmişler de kimsenin haberi yokmuş!

——-

Ya arkadaş her şeye eyvallah dedikte şu sela neyin nesi? Depremden hemen sonra sela okutmaya başladılar. Enkazda olanlar selayı duyunca ne hissetmişlerdir acaba? Bunca insan ölmeden önce diri-diri selası okutuldu! Olacak iş değil ben mi geri zekalıyım yoksa bu diyanet mi? Yalakalığın dibine  vurdunuz be kardeşim sela okuyacağınıza zamanında bu insanlara yardım etseydiniz ya. Hariçten gazel okumak bu olsa gerek! Kumdan bina yapacaksınız sonra sela okutacaksınız (!) olacak iş değil, Allah’ım neydi günahımız!?

——

Bir diğer acı olayda ekonomi eski bakanı Mehmet Şimşek çıkmış “bir yıllık maaşımı depremzedelere bağışlıyorum” demiş. Sen git o paranı falanda filanda… Maliye bakanı iken “deprem vergilerini yol yapımına harcadık” demedin mi? Bu vergileri deprem yönetmenliğinin gereği için ve sağlam bina yapımını sağlamak için kullanılsaydı bunca yıkım, bunca ölüm olur muydu? Hem insanların ölümüne neden ölüm hem de timsah gözyaşları dökerken reklamınızı yapın. Siz bu milletle dalga geçmeye devam edin, belgeler yalan söylemez er geç bunun hesabını vereceksiniz vesselam.

——-

En zor günde bile bu ülke dirliğini ve metanetini korumasını bilmiştir. En köyü günlerde bile ferasetini göstermiştir. Hiç meraklanmayın Türkiye öyle bir ülkedir ki ne zaman uyanacağını bilen bir ülkedir. Uyanma zamanı çok az kaldı. Kim ne yapmışsa asla kaybolmayacak ve yanına kar kalmayacak. Benden tavsiye biraz daha sabırlı olun. Beşeri ve ilahi adalet er geç tecelli edecek merak etmeyin…