Gemiyi önce kim terk eder?
Gemiyi önce kim terk eder?
Bulut Kutlu
-“Gemi var, gemicik var” bir Babanın evladını savunurken dediği bu manidar söz halkımızın belleğine öyle bir kazıldı ki on yıllarca dilden dile anlatılacak.
Bu Babanın oğlu o tarihten günümüze 20’ye yakın gemisi pardon gemiciği olmuş! Şirketleri, lokanta zincirleri hariç tabi… Mesele bir Babanın evladına aldığı gemiler değil elbet asıl mesele saltanat bittiğinde ilk gemiyi terk edenlerin kimler olduğudur. Gemiyi ilk olarak fareler terk edermiş. Fareler içgüdüsel olarak tehlikeyi fark ederler. Bizim yalaka medyamız ile paralı troller de fareler gibi içgüdüsel olarak hareket edip, şimdiden taraf değiştirmeye başladıklarını görmekteyiz. Kimileri sistemin zalimliğinden dem vururken kimi yalaka tayfası profiline hemen Atatürk fotoğrafı koymaktan geri kalmıyor. Aman Allah’ım dönek gördüm de böyle dansöz insanlara yeni rastlıyorum. Bu dönekler ilk iş olarak yıllarca savunduğu siyasal gücün ipliğini anında pazara çıkaracaklar ve; “biz böyle olacağını biliyorduk kardeşim, zamanında uyardık ama anlayan olmadı.” diyerek, yıllarca arkasından gittikleri kişiyi herkesten daha çok eleştirecekler. Namusu maaşı kadar olan dünün yalaka takımı yarının da yalaka takımı olmaya devam edecekler! Ama unuttukları bir şey olacak o da; onurlu halk bu alçakları asla ve asla affetmeyecek, tarihin sayfalarına kara bir leke olarak gömecektir. Olması gerekende budur.
Bir aşüfte kadın da çıkmış düne kadar sıkı bir şekilde desteklediği kişiye; “militarist söylemlerde bulunan bir siyasi tarafta ve zulümleri alkışlayan siyasi bir partiden yana olamam.” Demiş. Yani anlayacağınız bu kadın tehlikeyi sezmiş ki gemiyi ilk terk edenlerden olmak istiyor. Bu aşağılık insanlar yeni dönemde de Türkiye’yi kemirmek istiyorlar (!)
Bunlar gün yüzü görürler mi? Bilemem ana Allah katında da bu insanlar sorumlu ve vebal altındalar. Makam, mevki, etiket, para peşinde olan bu insan müsveddesinde ki yalaka takımı zamanında yanlış bildikleri gerçekleri halkın yüzüne baba baka saptırdılar ve yalan söylemeyi marifet bildiler, zulümleri, yanlışları alkışladılar. Toplum olarak bu ve benzeri satılmışlardan kurtulmak bizlerin asli vazifesi olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Halk en büyük gözlemci ve karar merciidir. Herkesi de yakinen bilmekte, tanımaktadır. Kimse kendi kendini kandırmasın. Bugün kaldırımlarda burnundan kıl aldırmadan, küçük dağları yaratmışçasına yürüyen (!) kendini gazeteci sanan varlıklar er geç bu halka yüzleşeceklerdir. Paranın, menfaatin insanı ne denli küçülttüğünü de er geç anlayacaklardır.
Yazıma yüce Yaradanımızın güzel kelamı ile son verelim;
-“ (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yesinler, geçici hazlarla avunsunlar, ihtiraslarıyla oyalansınlar; nasıl olsa günü gelince (neyin doğru, neyin yanlış olduğunu) öğrenecekler (ama iş işten geçmiş olacak). (Hicir-3)