04 Nisan 2023 - Salı

ÇIPLAK BEYİN

ÇIPLAK BEYİN

Yazar - Kıvanç Apaydın
Okuma Süresi: 4 dk.
Kıvanç Apaydın

Kıvanç Apaydın

-
Takip EtGoogle News

İnsanı değerlendirirken kısas olarak ne belirlenir. Dış görünüşü mü? Yani kabaca eti mi?

 Yoksa statüsü mü? Davranış şekli olabilir mi? 

Yetenekli olması ya da topluma faydalı olması mı?

Seçim yaparken kendi öz çıkarımızı ne kadar ön planda tutarız? Bencil miyiz?

Üstümüze giydirilen ideolojiler, dinler ve ulus kavramını soyup çırılçıplak baktığımızda çizeceğimiz resim nasıl olacak acaba?

Beynimizin beslendiği yer neresi sokak mı? Televizyon mu? Ailemiz mi? Partimiz ya da derneğimiz mi?

Peki, sen kendinin neresindesin? Sen ne kadar sensin? Seni sen yapan her şey ne kadar sana ait?

Yaşadığımız yaşam bu soruların cevabında gizli.

Her doğan gün yeni bir başlangıçtır, hamura şekil vermek bizim elimizde.

Yeni seyahatler, yeni işler, yeni aşklar, yeni dostluklar ve en önemlisi de yeni bir yaşam  ve bu kapının anahtarını bireyin kendisindedir.

Yeni bir yaşamı inşa ederken, emek vermek ve emeğini korumak ona sahip çıkmak, bunu biraz daha açma gereği duyuyorum, yaşamın inşasında insanın rolü çok önemli. Kendini disipline ederek gireceği muasır medeniyetler çizgisini koruması, yeniden doğuşun en önemli safhası olan adaletin, hukukun temeli atılırken aktif rol alması ve en önemlisi de adalet hususunda kesinlikle ödün vermemek.

Üzülerek söylemek istiyorum, batı toplumları bu evreleri çoktan geçtiler, bugün biz hala adalet yoksulluk ve çarpık bir yaşamı konuşuyorsak tabi buna yaşam denirse, hala kat etmemiz gereken çok yol olduğu görünürdür.

Önemli bir seçim arifesindeyiz. Kişilik yapımız bir seçim yapacak, kendi seçimimizi yaşayacağız, bizi yönetenler aynadaki yansımamızda olacaktır, yani bize benzeyecektir.

Alternatif adayların vaatleri dikkatinizi çekiyor mu? Demokrasi, hukuk adalet, sosyal devleti getireceğiz diyorlar, oysa olması gereken durum bunların var olmasıydı, muhalefet bu değerlerin bir toplumun temeli olduğunu bildiği için zemini bu güçler üstüne kurması mantıklı ve akıllıcadır ve akabinde adalet ve demokrasiyi bu günlerde dillerinden düşürmeyenler birçok vekilin dokunulmazlığının kaldırılmasına onay vermişlerdi.

Çürüyen iktidar, değişen dönüşen dünya karşısında, topluma bir şeyler verememekte aksine kandırmak ve duyguları tekrar sömürmek için hazırda bulundurduğu din ve milliyetçilik kılıfının yanında, Amerika, İsrail ve Avrupa düşmanlık kozunu piyasaya tekrar süreceği anlaşılıyor.

Halkın bağrına sapladıkları enflasyon hançeri, tüm kesimlerce iliklere kadar hissedilmesi ve oluşan doğal afetlerde organize olamayan iktidarın toplumu çaresiz bırakması, uzun bir süre hafızlarda yer edineceğine benziyor.

HDP kapıyı aralayacak el şuan ve Türkiye’nin kaderini belirleyecek bir pozisyonda olmasına rağmen iktidar ve muhalefet taraflarınca hak ettiği konumda olamıyor.  Çok önemli kadrolarının yani beyin takımı dediğimiz ekibinin tutuklu olması, partinin toplumsal iletişim pratiğini sürdüren güçlendiren ve iletişim pasajlarını açan genç dinamik kadrolarının da çeşitli manipülasyonlarla pasivize edilmesiyle siyasi arenada, politika belirlemede, yön bulmada zorlandığını doğal olarak görmekteyiz.

Sözlerimi  İngiliz Devlet Adamı  Disraeli’nin ünlü sözüyle bitireceğim; “Türkiye’nin geleceği parlak bir ülkedir ve hep öyle kalacaktır.”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları