DEM’den beklenen demlenmiş adaylar
DEM’den beklenen demlenmiş adaylar
Kıvanç Apaydın
-Bir şehre aday belirlemek kadar, kolay bir şey yoktur. Yalnız, kriterin ne olduğu, bu hususta önemlidir.
Partiye, liderlere sorgusuz sualsiz biat eden mi? Yoksa nitelikli ve hizmet odaklı iletişim becerisi gelişmiş neden sonuç muhakemesini geliştirmiş bir profil mi?
Bu soruların cevabı tam da burada; Tarafsız nitelikli liyakati esas alan bir komisyon kurmakla başarılabilir. Bu komisyon içerisinde sosyal bilimlere hakim insanlar, ve teknik konular alanında uzman insanları bir araya getirmek, heyet için temel ölçüt şu olması gerekmez mi? Dünyadaki bilimsel gelişmelere teknolojiye entegre olabilecek ve insan yaşamının kalitesini arttırmaya yönelik şehirler nasıl yapılabilir akabinde mevcut şehir nasıl ihya edilebilirliği vizyon edinmiş insanları toplum huzuruna çıkarmak.
Bu bağlamda hayallerini ve yapabileceklerinin sunumunu yapan aday adayların, terazisini de komisyondaki akil insanlar tutmalı.
Beklenilen istenilen şart (nitelik) olduğunda öyle herkes elini kolunu sallayarak başvuramayacak, böylelikle aday adayları komisyona daha gelmeden doğal bir ön elemeden geçmiş olacak.
Benim adaylarımı halk belirlesin demek topu taça atmaktır. Belediye başkanın başkanlık sürecinde olumsuz bir durumu yada hizmetteki aksaklıkların sorumluluğu partinin sırtından alır bunu halk üstlenmiş olacak.
Oysa halk imarın nasıl olması gerektiğini bir yeri imara açarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilemez. Yine herhangi bir boru yerin altına döşenirken o şehrin nufusunu büyüme hızını göç değerlerinin hesaplanması gerektiğini bilmez, bilme zorunluluğu da yoktur .
Başka bir detay daha eklemek istiyorum; benim adayımı halk belirlesinden kasıt nedir?
Batman’ın nufusa 700 bine yaklaşıyor. DEM Parti uzun yıllardır belediyeyi kazanıyor. Oy veren gönül veren bu kadar insanı ön seçime almak mümkün değil. Üstelik herkes aktif siyasetin içinde değil parti çalışmalarına da katılamıyor ama her seçim oyunu veriyor. Bu insanlarının iradesinin ön seçime yansımaması halinde onlarada haksızlık edilmiş olur.
Eş başkanlık sistemine değinmek istiyorum… Kadının toplumsal yaşamdaki yeri değerledir. Kadınların aktif olmadığı bir toplum bir eli bir ayağı olmayan insan gibidir. Yalnız bu sistemin başarılı bir şekilde yürüyebileceğine inançım yoktur. İki ayrı insanın yaşama bakış açısı olayları değerlendirme şekli çok farklıdır. Bir konuda mütabık kalmalarıda zordur. Bu da siyasetin bürokrasinin ağır işlemesini sağlar
üstelik birbirinden çok farklı ortamlarda büyümüş ve farklı eğitim düzeylerine sahip insanları aynı koltuğa oturtma çabası çalışmayı zorlaştıracaktır.
Konunun daha da berraklaşmasını sağlamamız gerekirse , Batman, Diyarbakır ya da Mardinin Belediye Başkanı bir kadın olabilir. Bu hususta bir behis yoktur. Yalnız yanına bir erkek iliştirmenin manasıda yoktur. Belediye meclis kotanızın yarısını kadın yarısını erkek yaparakta çok yönlü bir oluşum oluşturulmuş olur. Bu şekilde daha verimli çalışmış olunur.